şaşacak şey — удиви́тельная вещь
gününü şaşmak — перепу́тать день
yolunu şaşmak — сби́ться с пути́; перепу́тать доро́гу
şaşmaz gözler — сме́лый взгля́д
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
şaşmak — e, ar 1) Umulmayan, beklenmeyen veya olağanüstü bir olay, bir olgu karşısında şaşkın duruma gelmek, hayret etmek Aynı anda nasıl olur da başka bir iş tutabileceğine şaşar kalırdınız. B. R. Eyuboğlu 2) den Yolundan sapmamak, gidişini değiştirmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tebdili şaşmak — ne yapacağını bilememek, telaşa kapılmak Haydar ın kılıcını görenin tebdili şaşar. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
feleği şaşmak — argo feleğini şaşırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol şaşmak — esk. yol çatallaşıp karışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayret etmek — şaşmak, şaşırmak, şaşakalmak Bunları oyuncak sanır ve niçin satmadığına hayret ederdi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
çaşmak — şaşmak, istigrab etmek, azmak, yoldan ayrılmak, galat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanklamak — şaşmak, tâcüb etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ulakmak — şaşmak, yoldan çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eñmek — şaşmak I, 174, 252 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tañlaşmak — şaşmak, taaccüp etmek, I, 395; III, 398 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yazmak — şaşmak, yanılmak; çözmek; yazmak I, 92; II, 20; IIl, 59, 111 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
